× Sen de İtiraf Et: "Anonim" tıkla itiraf yaz.
× Instagram'da takip et: @ytuitirafsitesi
× X(Twitter)'te takip et: @ytuitirafsosyal
× Telegram'da bize katıl: @ytuitirafsitesi

Üniversitemizin eğitim sistemi yanlış!

Dediğimin arkasındayım; üniversitede verilen eğitim ve “sınanma” şekli fazlasıyla yanlış ve inefektif. Deyiş yerindeyse “işyerlerine yollamak amaçlı işçi üretimi yapan firmalardan” daha farklı değiller artık. Sadece notlandırmanın ve hocaların öğrencileri katı ve sert bir şekilde limitlendirmesi bile başlı başına bilgiye olan açlığı öldüren iki etken; kimse kalkıp bana aksini savunmaya kalkışmasın. “Merakı olan açar araştırır” diyenler olabilir; gayet normal. Ama o zaman ben de sana şunu sorarım: “Ya bu gördüğünden çok daha meraklı insan varsa ve bu sistemin kurbanları sandığından daha fazlaysa?” Arkadaşlar dürüst olalım; vizeleri geçecek kadar çalışan tonuyla insan var okudukları bölümden bağımsız. Üniversitede saatlerini harcayarak bize bir şeyler anlatmaya çalışan değerli öğretim görevlilerinin, profesörlerin, doktorların tüm bu emeğinin yarı uyanık öğrencilerin gözünde eziyet olarak görünmesi (belki de öyledir; söz sizin) sadece öğrencinin sıkıntısı olamaz; olmamalı. Öğrenci “eziyet çekiyorsa” ders anlatanın da hem vakti hem de enerjisi boşa harcanıyor demektir; iki taraf da olağanüstü zararda. Bu durumu şuanda olduğundan daha iyi hale getirebiliriz. Benim sunacağım reçete (ve sebepleri) şunlardır:

1-)Öğrencinin bilgisini test etmek için yapılmakta olan sınavlar sadece öğrenciyi daha “evcil, söz dinleyen” bir hale getirmektedir. Sebebi açık; öğrenci o derse dersi merak ettiği ve bilgiyi istediği için değil, dersi geçmek için gereken en düşük notu alacak kadar çalışacaktır (HERKES İÇİN GEÇERLİ DEĞİL ANCAK BÜYÜK BİR ÇOĞUNLUK İÇİN GEÇERLİ). Söz dinletme kısmının bence en somut örneği şudur:

2-)Yapılan notlandırma işlemi yaratıcılığı ve merakı gasp etmektedir. X bir görev/proje/sınav için not verilmediği takdirde öğrenci X bir derse/sınava kredisi olmadığı takdirde gereken önemi vermeyecektir; ne de olsa onun ortalamasına herhangi bir katkısı yok (merak eden kişiler olduğunu ve yine proje çıktığını söyleyecekler için tekrar söylüyorum; buraya ne hayaller ne projelerle gelip de derslerden dolayı sönümlenmiş insanların, onların yapabilecekleri projelerin hesabını kim nasıl verecek?).

İtiraf Yorumları

7 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
tuborg
2 yıl önce

aga bır tık fight club fazla kaçmış gibi

A protesting one
2 yıl önce

Ogrenci olduğundan şüpheliyim açıkçası. Akademisyenleri amma övmüşsün yere göğe sigdiramamissin.akademik tayfanın pekcogu hatta geneline yakın büyük bir kitle ömürleri boyunca okudukları makaleler bir kitaplık boyu kadar etmez ama sanki dünyaları okumuşlar gibi kendilerini dev aynasında filan görürler.halbuki insan okudukça acziyetini görüp tevazu sahibi olmalı.hee bunlar bi de ordan burdan okudukları makalelerin harmanlamasindan fake benzer tezler yazıp kendilerini bilim insanı filan sanarlar.birbirlerine sahte gülümserler ama aralarında acayip bi sidik yarışı ve dedikodu döner.prof doçent gibi unvanları alacaz diye kimileri insanlığını kaybeder.bi de derse gelip uf püf edip ders bitse de gitsek modunda olanlar vardır.iyi olan akademisyenler elbette müstesna.önlerinde saygıyla eğiliyoruz.ancak kaç tane ki?

A Rekindled One
2 yıl önce

Öncelikle şunu söylemek isterim: öğrenciyim (:D). İkinci olarak şunu söylemem gerekiyor ki orada o kişilerin şahsını değil verdikleri emeği övdüm (eğer ortada verilen gerçek bir emek varsa. Torpille gelenleri Allah hidayet etsin o konuda sana sonsuz katılıyorum). Çok da söylediğim gibi görünmediğinin farkındayım orada yazanın ama demek istediğim buydu.

İkinci olarak şunu söylemeliyim; ana fikir akademisyenlerin emeği değildi. Ana fikir iki tarafın da vaktinin ve emeğinin boşa gitmesine sebep olup aynı şeyi teşvik eden sistemin eleştirilmesi ve alternatifler sunulması/daha iyi alternatifleri paylaşmamız için ortam oluşturmaktı. Yanlış anlaşılmasına mahal verdiğim için üzgünüm.

Ytuhakknda
2 yıl önce

Bir mühendislik öğrencisi olarak hem haklı hem haksiz buldugumu söylemek istiyorum çünkü gördüğümüz şeyler temel mühendislik bilimleri atla deve değil bunların öğrenilmesi ve sorgulanması gerekiyor bu konuda itirazı olan okulu biraksin kendine is baksın ancak hocalarinda bunun bilincinde olmasi gerektigini ve sinavlarin bunlarin göz önünde alınarak hazırlanması gerekiyor hocalar hahaha dersimden herkes çakıyor cok iyiyim yada bir sınav yapayım herkes aglasin şeklinde sinavlar yapmamalı ama ne yazıktir ki benim gibi düşünen hocalarin dahi sınavları aşırı saçma evet zor deil saçma derste ogretilen program hakkında ileri düzey calismalarda bulundum ve dersi cc anca verebildim dersi aa verenler benden kötü derece programa hakim yada teorik sınavlarda islem hatasi yapilip kagiti cizilen bir cok arkadaşimiz var ve yine diger tarafta en kritik formulleri yada noktalari bilmeden aa alanda var maalesef eğitim sistemi cok saçma diyen hocalarin dersleri bile bu şekilde.Gelelim okulun sanayiye adam yetirmesi ve onun istekleri doğrultusunda hareket edilmesine evet bu dogrudur çünkü böyle olmasi gerekiyor sadece ytu icin deil dunyadaki tüm okullarda bu bu sekilde isler ve islemeli sanayici isteklerini okula belirtir ve bu şekilde müfredat oluşturur olusturulmustur.

A Rekindled One
2 yıl önce
Reply to  Ytuhakknda

Küçük bir yanlış anlaşılma olmuş sanırım; ben müfredat değiştirilsin demiyorum. Gördüğünüz şeyler pozitif bilim ve mühendisliğin belkemiği denebilecek kadar önemli şeyler olabilir ve eğer gerçekten öyleyse öğretilmesine kesinlikle karşı değilim. Ama burada yapılan “öğretim” blok derslerin öğrenciyi “of bitsin de çıkalım” noktasına kadar bezdiren ve yorucu bir eylemse, verimi azaltıp toksik bir ortamı teşvik ediyorsa ve merakı da yaratıcılığı da gasp ediyorsa işte orada sonuna kadar karşıyım. Dersin içeriği değil dersin öğretilişinde benim gördüğüm sıkıntı. Anlatamamak olayı değil bilgiyi yanlış anlamak ve öğrenciye de aynı yanlışı uygulamak benim itiraz ettiğim nokta. Bazı megaloman insanlar maalesef var ama sunduğum önerilerden bazıları kontrolü onların elinden almaya yönelik; yazılı sınava alternatifler önermek gibi. Hoş; burada da onun insafına kalıyoruz ama en azından farklı kulvarlardan da deneyebilirsin şansını.
Sanayiye adam yetiştirme noktasına gelirsek şunu diyebilirim ki savunduğun durum hem mantıken hem de kanunen yanlış. Sanayici isteklerini üniversiteye belirtir ve müfredat bu şekilde oluşturulursa sen tek firmaya çalışan bir fabrikadan öteye gidemezsin; gerek üniversite olsun gerek başka bir kurum. 2547 sayılı yükseköğretim kanununda yapılan üniversite tanımına ters düşüyor senin dediğin durum:  “Üniversite: Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim – öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur.”

evet
2 yıl önce

boş ver ya

kle
2 yıl önce

kısaca milleti k*lelestiriyorlar sonuna kadar katılıyorum.