Yatay geçiş yapmadan önce Eskişehir’deyken arkadaş aracılığıyla haber yolladığım ve beni reddetmiş olan kızı sevmeye devam ettim üç sene boyunca. Zamanla sevecek sanmıştım. Ne değişecekse!
4.Levent’teki öğrenci evimizde parasızlıktan akşamları haşlanmış patates yiyip sonrasında kulaklığımı takarak ekranda slayt halinde dönen kızın fotoğraflarına bakarak çay-sigara heder ettim durdum kendimi.
En son arkadaşların gazıyla kızın karşısına çıkıp aşkımı bir kez daha ilan etmek üzere Eskişehir’e gittim. Aradım (ellerim kırılsın). Dersi varmış, gelemezmiş. Birlikte bir çay içmeyi bile çok gördü. Neyse canı sağ olsun.
Mezuniyete yaklaşırken hata yaptığını kabullenmek zor geliyor; çöp olan senelere insan acıyor ama elden ne gelir?
“Hayatın tokadını yemeden kendine gelmeyecektin. İyi oldu” dedi ev arkadaşım. Zaten yaşayarak öğreneyim diye gazlayıp yollamışlar beni de oraya. Biten bir ihtimalin ardından yüreğim yaralı belki ama en azından kafam rahat rahat!