Bu üniversiteden eğitim almış halde mezun olacağım düşüncesi komik geliyor bana. Şayet öyle birşey şimdiye kadarki okul ve okulun farklı ögeleri ile birlikteliğimden çıkarttığım sonuç itibariyle romantizmden başka bir şey değil.
Bu üniversitede geçirdiğim zaman bana zaman kaybı gibi geliyor. Uyuduğum dersleri de hesaba katarsak, hocaların konuyu anlamadığımızı yüzümüzden gördüğü halde neden konuyu anlatmaya devam ettiklerini anlamamaktayım.
Ne şimdi? Hocaların egosu tatmin olsun diye mi burdayım ben?
Bir de sinirlenmeler var tabii ki. Bizim aptal olduğumuzu kendilerince kanıtlamaya çalışıyor sevgili hocam.
Buyum ya da oyum. Memnun değilim.
Puan:
İtirafa Yorum Yap:
Şey ayrı yalnız
Afedersin ama bu okulda ortamda var, eğlence de var ve hocalarda çok kaliteli önce kendi kaliteni bir tart biç bazı seviyesiz hocalar yüzünden koca okula laf edemezsin. Birde dersi anlamıyorsan afedersin ama bu senin kendi zihinsel engelin.
Senin bir önceki köpeklerle ilgili yorumunu da okudum kusura bakma ama sen yaşama enerjini, sevgini kaybetmişsin. Bunun suçunu da çevrene yaymaya çalışıyorsun. Önce kendini sevmeye başla sonra bu hayatı… Şu gözlüklerini çıkar da kendine gel…
Derste uyuyorum lafından sonra gerisini okumaya gerek yok sanırım yani derste uyuyorsan gelme kanka okulu bırak daha iyi bi de gelmişsin laf atıyorsun sağa sola. Yok hoca anlamadığı konuyu niye daha açık şekilde anlatmıyormuş yok hoca niye böyleymiş sen önce uyumaman gerekiyor onu öğren sonra buraya girip böyle şeyler yazmazsın zaten kitabını açar çalışırsın ama umrunda değil belli.
O zaman uza da okul kitlemiz düzelsin senin gibi boş adamlar yüzünden okulumuzun ortalaması düşüyo madem istemiyodun yazmasaydın bro
Okuldan da işe yaramayanları günü gelicek göndericem söz
Onların amacı zaten sana bir şey öğretmek değil. Hoca sen öğrendin mi diye gayret etmek zorunda da değil(yapanları vardır o ayrı) ama sen kendi tercihinle üniversite okumaya gelmişsen, bir şey öğrenebilmek için senin gayret etmen lazım. Adamın programı belirtilen haftalarda bitirmesi lazım. Ego ile alakası yok.
Eğer Socrates bu yazılanlara duysaydı, mezarından dik atılırdı.
Yazım hatası bulmaya çalışan kim,hocanın amacı öğretmek değil diyen kim, basit linguistik mantık kuramayan kim,
Ego zaten şahsi menfaat uğruna yapılan eylemin arkasında olan şahıs olarak geçiyor.
Hocanın amacı olarak gün/hafta geçirmeyi atadıktan sonra, “bunu yaptıysa egosuyla davranmadı” demekle ne gibi bir mantık kuruyorsun? Cevabını merak ettiğimden değil de
Cihatcı “Duyar Machine” de aramızda bulunmakla, bir gün bir yerlere gelirsem birilerine onu,bunu yapıcam demekle kimlerin öğretisini benimsediğini belli ediyor.
Bu kafayla bir yere gelirsin ama, o yerin bir işe yarayacağını düşünmüyorum.
“Bir gün bir yere gelirsem okuldan birini göndericem”- nasıl bir gaye bu anlamakta zorluk çekiyorum.
Bir konu hakkında çok doluysanız kendi yorumunuzu ayrı bir şekilde yazın. Benim yorumumumun altını dikkatlice düşünülmemiş düşünce pislikleriyle doldurmayın.
Slayt’sız, pdf’siz ders anlatamayan bir hoca kümesiyle karşı karşıyayız. Kağıtlara/ekranlara bakmaktan kafalarını kaldırıp da biri bir şey anlıyor mu diye bakmıyorlar.
Sayfadan okuduğunu anlatmakla kendini mükellef hisseden bir hocaya bayılan bir insanın nereye gelip/gelmeyeceği beni ilgilendirmez. Merak konum değildir.
Kalitesiz olmakla bilgisiz olmak arasında sanırsam bir fark var. Ben açım. Hocanın derse karşı olan ilgimi artırmasını istiyorum.
Yoksa monoton bir şekilde ders anlattıktan sonra, çok yüksek düzeyde bilinç düzeyine sahip değilse öğrenci, o dersin peşinden koşmaz
Üniversite çağında (üniversiteyi geç hayatta) o bilinç düzeyine ulaşan insan sayısı 2% azdır.
Çoğu öğrenci zaten anne babasının saygısını kazanmak için, toplumda belirli bir saygınlık kazanmak için, kırmamak için, egoist ve tam olarak amacını anlamadığı, yönlendirilmiş bir şekilde yönergeler doğrultusunda savrulmaktadır.
Ama ben de dahil anlamadığımız şu ki, benim şu veya bu toplumsal saygınlığı kazanmam 150 yıl sonra bir fark oluşturmayacak.
Bu sadece hiç bitmeyecek istekleri olan egomu (kendim adına) ve egomuzu doyurmak çabasıdır.
Egonun doyuma ulaşma doruğu, noktası da yok.
Şu üniversitedeki eğitimime devam ediyorsam eğer, kütüphanedeki kitaplar yüzündendir.
Ben bu okulda hemen hemen hiç kimsenin okuduğu bölümü, neden okuduğunu bildiğini düşünmüyorum.
Bu öğrencilere bölümünü neden okuduğunu sorar isem eğer, kariyer yapmak için, para kazanmak için, bu bölümü bitirdikten sonra istediğimi düşündüğüm, ama büyük ihtimalle o bölümü yüksek lisans olarak kazandıktan sonra, aslında istemediğimi idrak etdiğim bölümü kazanmak için, ülkeme ve milletime hayırlı olmak için ( ne demekse o artık) diye yanıtlar vereceği beklenmektedir.
Bu düşünmeden yaptığınız eylemler, hoca sevginiz, hiç biri bir sonraki 100 yıl içerisinde fark etmeyecek ve fark yaratmayacak.
Benim şimdi yazdıklarım da dahil.
Kime anlatıyorum ki ben?!
Bir şey öğretmek istediğimden değil, haşa zaten, eleştirel biçimde bir düşünce ortaya koymak için bunları yazdım.
Çünkü Yıldız Teknik’te zekamın git gide köreldiğini hissediyorum.
Bu da benim hayallerimin gerçekliğe olan isyanıdır.
Hocaların zaten tek derdi kopya çekilmesin diye yüzlerce öğrenciyi bir odaya toplayıp, 1 saat aynı soluğu nefes almalarına zorlamaktır.
Bu postun altında. bir anlam ifade etmeyen, gelişigüzel yazılmış hiç bir yoruma bu andan itibaren yanıt vermeyeceğim.
Ytuye geldigim günün gecesini..