Bir zaman çok zor bir aşk yaşadım. Kalbim onundu adeta. Bu süreci çok zor atlattım derken bir başkası geldi tuttu elimden, sardı sarmaladı. Arkadaştık, aşık olmam sanıyordum başta ama bu adam bana umudu, geleceği öğretti. Taaa tepelere çıktı da baktı bana ordan ki bilmez kendisi gözlerim ilk defa o zaman aşık oldu. Yeşile döndü aşk. Birlikte korkusuzca uyumayı öğrendim. Onun yanıbaşında onun adını sayıklayarak uykuya dalmak, arada omzunun altından ona bakarak uyanmak ve sonra tekrar göğsünde uyuyakalmak… Çok güzel bir hismiş. Ruhumu, her şeyimi paylaşmak istedim hayatımda ilk defa. İlk defa hayal kurmayı öğrendim. Sadece bu kadar da değil tabi, bu kadar duygusal degil. Eglenmek, gulmek, duşmek, kalkmak…birçok renkli sahne gozumun onunden geciyor. Sonra mi? Sonra ihaneti gördüm. İhanet.. herkesin bildiği bir tanımdan hariç olarak bir ihanet…öyle parçalayıcı bir şey işte! İnsan kendisi olmaktan çıkıp başka bir insana dönüşüyormuş, bazen karşisindakinin değişimi karşisinda çok korkan bir kız çocugu oluyormuş. Her şey geçer fakat. İnsan tekrar aşık olur. Derine dalmaktan hiç korkmadım, korkmuyorum. Bu öze dönüş hep bir döngü halinde oluyor mu?
Şu şarkıya eşlik edip eğlenmek istiyorum:
Kaza kaza bakınca
Derininde acı var
Bilmeyince acıtan
Karıncanın belini
Saldırganın hâlini
Anlayıp unutturan
Herkesin bi’kaçı var
Kendisinden içeri