Sabah derse girip öğlen kasırga gibi acıkan midemizi doyurmak için yemekhanede yemek yemek. Ondan sonra da bol gelen çok vaktimizi kayıntıda öldürmek. Akşam yemeğine kadar kayıntıda sohbet edip akşam yemeğinide yemekhanede yemek. Sonra kütüphaneye gidip 1 saat harikası olduğumuz dersi çalışmak. Lanet virajlı yolu çekmek ve bahtsız yurda ulaşıp boş boş sonsuz tavanı izlemek . Kısa hayatlarımız mı çok boş yoksa dibi delik ceplerimiz mi. Arkadaşlıklarımız mı çok anlamsız ve monoton. Yoksa ruhumuz mu. Bitmek bilmeyen kapkara gökyüzü deryasında kaybolan bedenlerimiz mi…