Beni en iyi tanıyan ve anlayan insan sensin diyordum, sende benim hakkımda böyle yanıldıysan ben zaten ölmüşüm ağlayanım yok.
890 küsür sayfalık ve koca 1.5 senenin son 2 ayını içerir bir konuşma metninin içerisinde, sadece seni haklı ve ezgin, beni ise tam bir zalim ve canavar gibi gösterecek 4-5 tane cümleyi ayıklayarak, kendini aklamaya beni de aynı oranda karalamaya çalışma çaban çok üzücü. Hangi olaya istinaden bana korkak dediğini de bilmiyorum, 30 senedir şu dünyada senden başka korktuğum hiçbir şeyin olmadığınıda en iyi bilen sensin. Zira korkak bir adama “kahramanim benim” denmez (ref. sayfa bilmem kaç)…

Bahsetmiş olduğun ekonomik ve aile içi buhranların çok daha kötüsünü seninle aynı dönem içerisinde yaşamış, üstelik senin aksine; yanında küçücük bir ailesini bile görmeden, sıfırdan başladığını iddia ettiğin şu hayata, eksinin eksisinde başlamış biri olarak (buna da konu 890 sayfalık metinden onlarca ref gösterebilirim) bugün maddi anlamda üst düzey bir özgürlüğe kavuşmuş biri olarak seni benden daha iyi kimse anlayamaz. Beni suçlama ve yerme amaçlı kullanmış olduğun seçmece içeriklerin tamamı ve dahası, senin o dönemlerde bana bahsetmediğin, ancak benim senin gözlerinde görüp, tüm bu sıkıntıların, darlıkların içinden hem seni hem kendimi tek başına, senin saçının teline dahi yorgunluk tanesi bulaşmadan kurtarabileceğim umudunun dışa vurumuydu. Yani daha özet bir tabirle “kahraman”lık. Bakış açım doğru olmasına karşın, kullandığım yöntemin yanlış olması beni kafanda canlandırdığın kadar kötü bir insan yapmaz, yapmamalı.

Yazdıklarımın ve söylediklerimin; söyleyeceklerimin ve içimde olanların zekatı kadar olduğunu bilmeni isterim. Sadece 3 saat, istediğin şekilde, istediğin mecrada veya yerde konuşalım. Sonrası tamamen senin insiyatifinde olsun. Çünkü emin ol, yaşanılan her şeyin bir açıklaması var. Her şeyin…