28 haziran arkadaşlarımla tenis oynamak için okulun kortuna gittik. İki kort doluydu. Bir taraf çıktı ama dediler ki bir arkadaş gelecekti. Tamam dedim. Onlar çıktı, kimse gelmedi, ben de girdim. Sonra o çocuk geldi. “Arkadaşa demiştim,” dedi. “Evet,” dedim, “çıkalı oldu onlar biraz. Kimse gelmedi, girdim ben de.” Ama yan korttakiler de 10 dakikaya çıkacakmış. “Tamam o zaman, sorun yok,” dedi. Çıktılar, onların kortuna geçti. O çocuk ders veriyordu. Neyse, sonra Yurtiçi Kargo geldi. Elemanları arabadan inip bize geldi ve “Saat başı mı çıkarsınız?” dedi. Biz de “Hayır,” dedik, “geleli 10 dakika oldu zaten, 2 saate çıkarız.” Diğer arkadaşımız daha gelmemişti.

Sonra kargo elemanı bana dedi ki, “Ya kargo getirdik diye girmişler içeri. Burada 2 saat duruluyor mu? Spor bilmem nesine söyleyeceğim.” Ben de sinirlendim. Yurtiçi Kargo elemanı gelmiş, benim okulumda beni sorguluyor. “Evet, kalınıyor,” dedim. Sonra gittiler, yine geri geldiler. O çocuğun kortuna gittiler. Çocuk 1 saat oynadı. “Başka dersim daha var benim, o gelene kadar siz geçin,” dedi onlara. Onlar geçti, çıkmıyorlar. İnanamıyorum ya. Sonra o çocuk bize geldi, “Ne zaman çıkarsınız?” diye sordu. Ben de dedim ki, “9’a doğru çıkarız.” O da dedi ki, “1 saattir buradasınız zaten, bu oyunun bir adabı var, 1 saat oynanır bilmem ne.” Ben de dedim ki, “Tamam öyleyse, bu arkadaşım yeni geldi, doğru düzgün oynayamadı daha. Şu an onun 1 saat daha hakkı var, o daha oynamadı. İlla birini kovacaksanız, gidin Yurtiçi Kargo elemanlarını kovun oradan. Öğrenci bile değiller, biz buranın öğrencisiyiz.”

Sonra gitti, amirliği aramış, Yurtiçi Kargo elemanlarını şikayet etmiş. Polis geldi, hemen çıkın buradan dedi onlara. Onlar da, “Set bitsin çıkacağız,” diyor hala çıkmadılar. Sonra güvenlik geldi, hala çıkmadıkları için onlara da bir şey dedi ama duyamadım. Biz zaten 9 olmadan çıktık. Onlar hala oradaydı. Çocuk geldi, “Yurtiçi Kargo elemanları deyince ben amirliği aradım, bilmiyordum kargocu olduklarını, anlamadım, kargo getirdik diye girmişler,” dedi.
Böyle bir şey olabilir mi ya yalan söyleyip bedava kort var diye gelip bizim alanlarımızı işgal ediyorlar ya bu ilk de değil.
Bundan önce de yine arkadaşlarımla tenis oynamaya gittiğimizde, iki kort da doluydu. Biz de bekliyoruz, bitirdiklerinde gireceğiz. Bir korta girenler zaten yeni girmişti ve okulun hocasıymış. Diğer korttakiler Arap kabilesi ağağağağhaa diye arapça konuşup duruyorlar, ne dedikleri belli değil. Beyaz atlet, kot pantolon giymişler öyle oynuyorlar bide, ayrıca kara çarşaflı kadınlar da vardı. Neyse, onlara sorduk ne zaman çıkarsınız diye bir kişi Türkçe biliyor. “Daha 2 saat daha oynarız,” diyorlar.

Biz geldik, 1 saat bekledik, onda sıkıntı yok ama onlar oraya daha öncesinden gelmiş zaten. Biz sorduğumuzda onlar zaten 2 saattir falan korttaydılar. Ne zaman geldiklerini bilmediğimiz için belliydi ama bayağıdır oradalar, çünkü sürekli bir takım oyuncusu değişikliği yapılıyor. 4 kişi oynuyorlar, sonra o 4 kişinin 3’ü değişiyor, oynamaya devam ediyorlar. Ben de dedim ki, “3 saat yani?” Evet, diyorlar. Sonra diğer korttaki hoca duydu konuşmamızı, “Biz birazdan çıkacağız, gelirsiniz. Bunlar okuldan değil, nereden geldikleri belli değil, boşverin,” dedi.

Hoca geldiğinde onlar oynuyordu, çıktıklarında yine oynuyorlardı. Sonra hoca biraz daha oynayıp çıktı, biz de teşekkür ettik, girdik. 1-1.5 saat falan sürdü, çıktık. Biz çıkarken o Arap kabilesi konuşan grup hala oradaydı. Asla çıkmadılar, bütün günü işgal ettiler. Nereden nasıl girdikleri belli değil, okula delireceğim artık.